KOBİ’lerin ve aile işletmelerinin düşünce kuruluşu Ortak Akıl İş Platformu tarafından düzenlenen ve 200’e yakın aile şirketi liderinin katıldığı Türkiye Ekonomik Zirvesi, 10 Ekim tarihinde Çırağan Four Seans Bosphorus Otel’de gerçekleştirildi.
Sistem Alüminyum, Dünya Gazetesi, Ponis Metal, Teknik Kimya, MESİAD, Ekol Demir Çelik, Kopuzlar Grup ve URSİAD’ın sponsorluklarıyla desteklediği ve aynı zamanda Ortak Akıl İş Platformu’nun 16. büyük etkinliği olan zirvede Türkiye ekonomisini çevreleyen riskler ve fırsatlar konuşuldu.
Ortak Akıl İş Platformu Başkanı Dr. Yılmaz Sönmez’in aile şirketleri için yıkıcı inovasyonun önemini hatırlatan ve “Merhaba Yeni Dünya” mottosuyla öne çıkan açılış konuşmasının ardından, kürsüye gelen konuşmacılar sırasıyla TÜGİAD Başkanı Gürkan Yıldırım, Eczacıbaşı Holding YK Başkan Vekili ve Türkiye Bilişim Vakfı YK Başkanı Faruk Eczacıbaşı, TAİDER kurucusu ve Arzum Ev Aletleri YK Başkanı Murat Kolbaşı ve Sabancı Üniversitesi’nden ekonomist Prof. Dr. Özgür Demirtaş oldu.
Konuşmalar esnasında Arzum’un ikonik “Türk kahvesi” sunumunun da yapıldığı zirvede aile şirketleri açısından öne çıkan başlıklar ise şunlardı:
• Aile şirketleri yeni bir dünyaya “merhaba” diyor. Bu dünyada “siyah kuğular” ve “kusursuz fırtınalar” yani pandemiler, jeo-politik tansiyon artışları, aşırı iklim olayları ve doğal felaketler sıklıkla yaşanacak.
• Aile şirketlerininyakın geleceği kapsayan ajandasında en önemli başlığı üçüz dönüşüm yani kurumsallaşma, dijitalleşme ve yeşil dönüşüm oluşturacak.
• Geleceğin dayanıklı şirketleri sadece finansal akışları güçlü şirketler değil, belirsizliklere adapte olmayı becerebilen, tedarik zincirlerini çeşitlendirebilen, yeni kuşaklara mensup yetenekleri cezbedebilen ve üçüz dönüşümü başarabilen şirketler arasından çıkacak.
• Aile şirketleri mutlaka kurumsal dönüşüme hız vermeli, kuşak devrini gerçekleştirmeli, esnek bir anayasa oluşturmalı.
• İmalat sanayi temel göstergelerinin %25 ile %36’sı arasında paya sahip Marmara Sanayi bölgesi deprem riski nedeniyle desantralize edilmeli.
• Projeksiyonlara göre 2050 yılında genç nüfus avantajını yitirmeye başlayacak Türkiye’de Genç nüfusun yetenek dağılımı doğru yapılmalı ve
• Artık sorunlar tamamen “küresel”. Çözümler de işbirlikleri ve stratejik ortaklıklar olmadan düşünülemez.
• Aile şirketleri kendilerini bekleyen “büyük yıkım” gelmeden, kendi yıkıcı inovasyonlarını hayata geçirmeli. Bu doğrultuda, yapay zekaydan paylaşım ekonomisine kadar tüm gelişmeler dikkatle izlenmeli ve bir parçası olunmalı.
• Beyin göçüyle oluşmuş yurtdışındaki Türk diasporası “kaçırılmış bir fırsat” olarak değil, tıpkı 30 yılı aşkındır Çin’in yaptığı gibi sınır aşırı proje ortakları olarak düşünülmeli ve katma değer alışverişine odaklanılmalı. Bu yönüyle beyin göçü değil, beyin gücü kavramına odaklanılmalı.
• Aile işletmelerinin geleceğe kalması için paradigmanın merkezinde, “cirosal büyüme” değil, “sürdürülebilirlik” yaklaşımı yerleştirilmeli. Burada kilit unsur ise rasyonalite dışı aile üyelerini şirkette konumlandıran eğilimlerin önüne set çekecek bir aile anayasası olmalı.
• Veliaht koçluğuna ve sektörel tecrübeye kıymet verilmeli. Büyüme yolculuğu için veliahtlar gerekirse küresel rakiplerin organizasyonunda eğitim almalı ve tecrübe kazanmalı.
• Dünyada büyük para emisyonu döneminin sonuna gelindi. ABD, Avrupa ve Japonya merkez bankalarında finansal sıkılaşma eğilimi devam edecek.
• Rasyonel çizgiye geri dönen Türkiye ekonomisinde “dar koridor” 2024’ün ortalarına kadar devam edecek.
• İhracatçılar önümüzdeki 9 ayda oldukça temkinli olmalı ve nakit akışlarını doğru yönetmeli.
• OVP’nin olumlu yanları bu tarihten sonra hayata geçirilmeye başlanacak. OVP’nin zayıf karnını ise dolar-enflasyon ilişkisi oluşturacak.
• Yapısal dönüşüm konusunda ısrar sürmeli ve dolarizasyon etkisi mutlaka düşürülmeli. 2002-2008 yılları arasındaki ivme yakalanırsa, 85+ milyon nüfusu, ürün ve pazar çeşitlendirme yeteneğiyle Türkiye krizlere dayanıklı ve güçlü bir ülke aslına rücu edecektir.
• Şirketler, yurtdışında yeni ortaklıkları radarına almalı ve bu doğrultuda özellikle EBITDA’lardan ziyade “serbest nakit akışına” (free cash flow) odaklanmalı.
Aile şirketlerinin geleceğine ışık tutan içgörülerle dolu Türkiye Ekonomi Zirvesi, konuşmacılara günün anısına ithafen hediye takdimi ve aile fotoğrafı çekimi ile sona erdi.
Yeni bir zirvede, yeni konular ve konuşmacılarla birlikte “değer” oluşturmak ve “ilham vermek” dileğiyle.
Çözüm Ortak Akıl’da!
Ortak Akıl İş Platformu Başkanı Dr. Yılmaz Sönmez’in aile şirketleri için yıkıcı inovasyonun önemini hatırlatan ve “Merhaba Yeni Dünya” mottosuyla öne çıkan açılış konuşmasının ardından, kürsüye gelen konuşmacılar sırasıyla TÜGİAD Başkanı Gürkan Yıldırım, Eczacıbaşı Holding YK Başkan Vekili ve Türkiye Bilişim Vakfı YK Başkanı Faruk Eczacıbaşı, TAİDER kurucusu ve Arzum Ev Aletleri YK Başkanı Murat Kolbaşı ve Sabancı Üniversitesi’nden ekonomist Prof. Dr. Özgür Demirtaş oldu.
Konuşmalar esnasında Arzum’un ikonik “Türk kahvesi” sunumunun da yapıldığı zirvede aile şirketleri açısından öne çıkan başlıklar ise şunlardı:
• Aile şirketleri yeni bir dünyaya “merhaba” diyor. Bu dünyada “siyah kuğular” ve “kusursuz fırtınalar” yani pandemiler, jeo-politik tansiyon artışları, aşırı iklim olayları ve doğal felaketler sıklıkla yaşanacak.
• Aile şirketlerininyakın geleceği kapsayan ajandasında en önemli başlığı üçüz dönüşüm yani kurumsallaşma, dijitalleşme ve yeşil dönüşüm oluşturacak.
• Geleceğin dayanıklı şirketleri sadece finansal akışları güçlü şirketler değil, belirsizliklere adapte olmayı becerebilen, tedarik zincirlerini çeşitlendirebilen, yeni kuşaklara mensup yetenekleri cezbedebilen ve üçüz dönüşümü başarabilen şirketler arasından çıkacak.
• Aile şirketleri mutlaka kurumsal dönüşüme hız vermeli, kuşak devrini gerçekleştirmeli, esnek bir anayasa oluşturmalı.
• İmalat sanayi temel göstergelerinin %25 ile %36’sı arasında paya sahip Marmara Sanayi bölgesi deprem riski nedeniyle desantralize edilmeli.
• Projeksiyonlara göre 2050 yılında genç nüfus avantajını yitirmeye başlayacak Türkiye’de Genç nüfusun yetenek dağılımı doğru yapılmalı ve
• Artık sorunlar tamamen “küresel”. Çözümler de işbirlikleri ve stratejik ortaklıklar olmadan düşünülemez.
• Aile şirketleri kendilerini bekleyen “büyük yıkım” gelmeden, kendi yıkıcı inovasyonlarını hayata geçirmeli. Bu doğrultuda, yapay zekaydan paylaşım ekonomisine kadar tüm gelişmeler dikkatle izlenmeli ve bir parçası olunmalı.
• Beyin göçüyle oluşmuş yurtdışındaki Türk diasporası “kaçırılmış bir fırsat” olarak değil, tıpkı 30 yılı aşkındır Çin’in yaptığı gibi sınır aşırı proje ortakları olarak düşünülmeli ve katma değer alışverişine odaklanılmalı. Bu yönüyle beyin göçü değil, beyin gücü kavramına odaklanılmalı.
• Aile işletmelerinin geleceğe kalması için paradigmanın merkezinde, “cirosal büyüme” değil, “sürdürülebilirlik” yaklaşımı yerleştirilmeli. Burada kilit unsur ise rasyonalite dışı aile üyelerini şirkette konumlandıran eğilimlerin önüne set çekecek bir aile anayasası olmalı.
• Veliaht koçluğuna ve sektörel tecrübeye kıymet verilmeli. Büyüme yolculuğu için veliahtlar gerekirse küresel rakiplerin organizasyonunda eğitim almalı ve tecrübe kazanmalı.
• Dünyada büyük para emisyonu döneminin sonuna gelindi. ABD, Avrupa ve Japonya merkez bankalarında finansal sıkılaşma eğilimi devam edecek.
• Rasyonel çizgiye geri dönen Türkiye ekonomisinde “dar koridor” 2024’ün ortalarına kadar devam edecek.
• İhracatçılar önümüzdeki 9 ayda oldukça temkinli olmalı ve nakit akışlarını doğru yönetmeli.
• OVP’nin olumlu yanları bu tarihten sonra hayata geçirilmeye başlanacak. OVP’nin zayıf karnını ise dolar-enflasyon ilişkisi oluşturacak.
• Yapısal dönüşüm konusunda ısrar sürmeli ve dolarizasyon etkisi mutlaka düşürülmeli. 2002-2008 yılları arasındaki ivme yakalanırsa, 85+ milyon nüfusu, ürün ve pazar çeşitlendirme yeteneğiyle Türkiye krizlere dayanıklı ve güçlü bir ülke aslına rücu edecektir.
• Şirketler, yurtdışında yeni ortaklıkları radarına almalı ve bu doğrultuda özellikle EBITDA’lardan ziyade “serbest nakit akışına” (free cash flow) odaklanmalı.
Aile şirketlerinin geleceğine ışık tutan içgörülerle dolu Türkiye Ekonomi Zirvesi, konuşmacılara günün anısına ithafen hediye takdimi ve aile fotoğrafı çekimi ile sona erdi.
Yeni bir zirvede, yeni konular ve konuşmacılarla birlikte “değer” oluşturmak ve “ilham vermek” dileğiyle.
Çözüm Ortak Akıl’da! 
