
Şirketlerin birleşmeleri ve bölünmeleri, iki şirket arasında gerçekleşir ve yasal açıdan ele alınan bir süreci ifade eder. Şirketlerin birleşmesi ve bölünmeleri gerekli bazı koşulların oluşmalıdır. Bunun yanı sıra bu süreçte hazırlanması gereken belgeler vardır.
Şirketlerin birleşmesi ve bölünmesi süreçleri ayrı ayrı ele alınmaktadır. Şirketlerin birleşmesi; iki ya da daha fazla şirketin aynı çatı altında toplanmasını ifade eder. Bunun yanı sıra şirketin diğer şirketlere ait tüm mal varlığını satın alması ya da devir alma işlemiyle de gerçekleşebilir. Şirketler birleştiği anda, piyasa ve pazar içindeki konumları değişebilmektedir.
Şirketlerin bölünmesi ve birleşmesi süreçleri ayrı ayrı ele alınır. Bu sebeple başvuru yapılırken, sürecin doğru ve detaylı bir şekilde bilinmesi gerekir. Şirket bölünmesi durumunda, bölünen şirketin ve satın alımı yapan şirketlerin tüm yasal sürece dikkat etmesi azami önem taşır.
Şirketlerin bölünmesinde şu koşullara azami önem gösterilmelidir;
Bu koşulların sağlanması durumunda şirket bölünmesi için gerekli adımlar atılmaya hazır hale gelinir. Bu koşulların yanı sıra bazı belgelerin de toparlanması gerekir. Şirket bölünmesi adına gerekli belgeler şu şekildedir;
Bu belgelerin ve raporların usullere uygun bir şekilde hazırlanması gerekir. Usullere uygun olmayan raporlar ve belgeler, bölünme sürecinde sorun yaşanmasına sebep olabilir.
Şirketten ayrılma ve şirket birleşme süreçleri ayrı ayrı ele alındığı için türleri de ayrı şekillerde ele alınmaktadır. Şirket bölünmeleri iki farklı şekilde gerçekleşir. Birinci yöntemde bölünme tam, ikinci yöntem de ise kısmi olarak ele alınır. Tam bölünme durumunda şirketler mal varlıklarını, borçlarını ve alacaklarını iki ya da daha fazla şirkete tamamen devreder. Devralan şirket devrolunan şirketin her şeyini devralmış olur. Kısmi bölünme durumundaysa bilançoda yer alan üretim tesisleri, gayrimenkuller, hizmet birimler ve diğer tüm mallar değerince, hisseler karşılığında devredilir. Burada söz konusu olan şirketler birden fazla da olabilmektedir.
Devretme ya da devralma yoluyla gerçekleşen şirket birleşmesi, hukuki süreçleri ifade eder. Şirket birleşmesi esasen yeni bir kuruluşun ortaya çıkmasına imkan tanır. Bu yeni kuruluş hem ticari olarak hem de ilkeleri açısından gelişme gereği duyar.
Şirket birleşmesi yapılırken, her iki şirketin de maddi durumları göz önüne alınır. Bunun yanı sıra finansal tabloları ve raporları detaylı bir biçimde incelenmektedir. Birleşme raporlarında ise imzalı belgeler esas alınmaktadır.
Şirket birleşmesi süreci tamamen bazı şartlara bağlı şekilde gerçekleşmektedir. Aynı zamanda tıpkı bölünmede olduğu gibi belgelerin doğru şekilde hazırlanması gerekir. Şirket birleşmesinde gerekli olan evraklar şu şekildedir;
Şirketten çıkma süreçleri iki farklı şekilde ele alınabilir. Bunlar; limited şirketten çıkma ve anonim şirketten çıkmadır. Pay sahipleri, farklı gerekçelere bağlı olarak bu iki şirket tipinden çıkabilmektedir.
Limited şirketlerden ayrılma noktasında ortağın çıkması temel olarak iki durumda mümkündür. Bunar şirket sözleşmesinde çıkma hakkının öngörülmesi ya da haklı bazı sebeplerin varlığıdır.
Türk Ticaret Kanunu (TTK) 638/1 madde uyarınca limited şirketlerde ortaklıktan hakkı, şirket sözleşmelerince düzenlenebilmektedir. Bu hakkın kullanımı tamamen serbest bırakılabileceği gibi bazı şartlara da bağlanabilmektedir. Bu şartlar belirli durumlara ya da zaman aralığına yönelik de olabilmektedir. Buna karşın bazı ortaklara çıkma hakkı tanınması ve diğerlerine tanınmamasına yönelik şartlar, Türk Ticaret Kanunu 357’nci maddede düzenlenen ‘eşit işlem ilkesi’ gereğince kabul edilmemektedir.
Sözleşmeye dayanan çıkma hakkında, şartlar oluştuğu takdirde ya da şartsız olarak düzenlendiğinde istendiği zaman; ortak şirkete çıkma beyanında bulunmaktadır. İstenildiği takdirde çıkma beyanı, ortaklık sözleşmesiyle şekle de bağlanabilmektedir. Buna karşın bu durum bir irade beyanıdır ve kural olarak şekle bağlı değildir.
Haklı sebebe dayanarak limited şirketten ayrılma Türk Ticaret Kanunu’nun 638/2 maddesiyle düzenlenmektedir. Bu hakkın kullanılabilmesi için şirket sözleşmesinde öngörüşmüş olmasına gerek yoktur.
Haklı sebeplerin varlığı halinde ortaklık ilişkisinin devamı olanaksız hale gelmelidir. Bu durumda ortaklık işlerinden ya da ortakların kişisel ilişkilerinden kaynaklanmış olabilir. Bu durumun meydana gelmesinde çıkacak olan ortağın herhangi bir kusurunun bulunup bulunmadığı da çıkma hakkının kullanılması açısından önem arz etmemektedir.
Haklı sebepler Türk Ticaret Kanunu’nda tam olarak tanımlanmamıştır. Buna karşın bazı haller haklı sebep olarak sayılmıştır. Örnek vermek gerekirse TTK 245’nci maddede ortağın şirket yönetim işlerinde ya da hesaplarının çıkarılmasında şirkete ihanet etmesi gibi haller, haklı sebep olarak değerlendirilmektedir. Kanunda sayılan bu gibi durumlar örnek niteliğindedir. Her bir somut olayda haklı sebeplerin bulunup bulunmadığı, çıkma hakkını kullanan ortağın kişisel özelliklerine ve şirket yapısına bağlı olarak ayrı ayrı incelenmektedir.
Türk Ticaret Kanunu 638/2 maddesi, haklı sebeplerin varlığında çıkma hakkının dava yoluyla kullanılması öngörmektedir. Buna karşın mahkemeye başvuru öncesinde, çıkacak olan ortağın çıkma bildiriminde bulunabileceği de kabul edilmektedir. Şayet şirket bu istemi reddetmesi durumunda, ortak talebini mahkemeye taşıyabilir.
Türk Ticaret Kanunu 638/2 maddesinde yer alan ikinci cümle, 6762 sayılı TTK içerisinde bulunmayan ve TTK’ya İsviçre hukukundan alınmış bir hükümdür. Bu cümle, haklı sebeple çıkma davası açılması durumunda hakim, davacının ortaklıktan doğmuş olan hak ve borçlarının bazılarını ya da tamamını dondurabilmektedir. Bunun yanı sıra davacı ortağın durumunun teminat altına alınması için başkaca önlemler de alabilir.
Türk Ticaret Kanunu 639’ncu madde ile düzenlenen çıkmaya katılma hakkı, eşit işlem ilkesi ve usul ekonomisi gözetilerek gerçekleşmektedir. Buna göre, ortaklardan biri çıkma talebini şirkete yöneltir ya da çıkma davası açarsa, bu durum TTK 639/1 madde uyarınca müdürler tarafından diğer ortaklara bildirilmelidir. Bu ortaklar arasında çıkma sebebine haiz olanlar, haberin ulaşmasını takip eden bir ay içinde müdürlerden ya da mahkemeden çıkmaya katılmayı talep edebilmektedir.
Ortaklıktan çıkma hakkının dayanacağı sebep ile halihazırda çıkma talebi yöneltmiş olan ortağın dayandığı sebebin aynı olup olmaması konusunda TTK’da açık bir hüküm yoktur. Kanunun gerekçesinde, konuya ilişkin olarak tartışmalar öğreti ve yargı kararlarına bırakılmaktadır. Buna karşın mahkeme, haklı sebebi her ortak için ayrı ayrı değerlendirmektedir.
Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan; anonim şirket topluluklarında, pay sahibi olunan şirket tarafından faaliyet yılı içerisinde denkleştirmenin yerine getirilmemesi durumuna bağlı olarak şirketin pay sahipleri, hâkim olan şirketten zararlarının tazmin edilmesini talep edebilmektedir. Bu talep üzerine görülecek olan davada, talepte bulunan pay sahibinin paylarının hâkim şirket tarafından satın alınması ya da somut olay özelinde farklı çözüm yollarına karar verilebilmektedir. Bu durum pay sahibine, hakim şirketten paylarının iktisap edilmesiyle birlikte şirketten çıkmayı talep etme imkanı da tanımaktadır.
Anonim şirketlerde ortaklıktan çıkma ve çıkarılma konuları TTK’nın yanı sıra Sermaye Piyasası Kanunu’nca düzenlenmektedir. Somut olay bazında değişecek olan şirketler ve pay sahipleriyle ilgili sorunlar için güncel içtihatlar uygulamada önemli bir yer tutar.
Pay sahipleri, şirketten ayrılmak konusunda ortak sahip olduğu payı, bir başka pay sahibine satabilir. Bunun yanı sıra paylarını şirkete de satarak ortaklıktan ayrılabilirler. Ancak pay sahibinin yalnızca payını satacak olması, ayrılma işlemi açısından yeterli değildir. Pay sahibinin aynı zamanda yönetim kurulu üyeliğinden de istifa etmesi gerekir. Aksi durumda yönetim kurulu üyesi olarak görünmeye devam eder. Bu durumda yönetim kurulu üyesi olmanın yüklediği sorumluluklara da katlanması gerekir.
Anonim şirkette, ayrılmak isteyen pay sahibinin mal varlığı, şirketten ayrılırken yapılacak olan paylaşım açısından önem taşır. Şirketten çıkmak isteyen pay sahibinin hakları, uygulamada çıkma davası açtığı tarihteki ortak mallar göz önünde bulundurularak hesaplanır. Bununla birlikte anonim şirketten ayrılırken yapılacak olan mal paylaşımları, duruma özgün olabilir. Farklı faktörlerin devreye girmesiyle, paylaşımda da farklı bazı uygulamalar görülebilir.
Türk Ticaret Kanunu’na göre anonim şirkette pay sahipleri; temelde tek borcu olan pay bedelini tamamen ödemediği durumda şirket tarafından ortaklıktan çıkarılabilir. Anonim şirketlerde pay sahipliği sermaye payına bağlıdır. Bu sebeple pay sahipliğinin kaybedilmesinde kişisel unsurlar belirleyici değildir. Bu da haklı nedenlerle ortaklıktan çıkarma durumu anonim şirketlerde düzenlenmemiştir.
Pay sahibinin, payını devretmesiyle sona eren ortaklık, sınırlı bazı hallerde mümkün olmaktadır. Bu haller şu şekilde sıralanabilir;