
Verimlilik anlamında sorun yaşayan iş süreçleri zaman kaybından çok daha fazlasıdır. Kurumsal şirketlerin kârlılığını düşürebilir, müşteri taleplerini karşılama kabiliyetine sekte vurabilir ve çalışanların işlerini yapmakta zorlanmalarına neden olabilir. Tespit edilemeyen küçük sorunlar zamanla şirketleri tehlikeye atabilir.
Kurumsal verimlilik, şirketlerin mal ve hizmet üretmek için gereken zamanı, iş gücünü ve bütçeyi ne kadar etkili bir şekilde ürettiğini tanımlar. Verimlilik esasına göre faaliyet gösteren şirketler, elindeki kaynakları en iyi şekilde değerlendirerek şirket için kâr yaratan ürün veya hizmetlere dönüştürür.
Kurumsal verimlilik ile ilgili bazı temel çıkarımlar:
İşletmelerin verimlilik kriterlerinin ölçülmesinde pek çok farklı parametre bulunmaktadır. Bunlardan en geçerli olanları yatırım getirisi, proses verimliliği, operasyonel verimlilik, eko verimlilik, enerji verimliliği, iş gücü verimliliği ve finans verimliliğidir.
Firmaların gelecekte tasarruf etmesine ya da para kazanmasına katkı sağlayacak cari maliyetler, yatırım olarak kabul edilir. Kısa vadede mevcut verimliliği azaltabilse de gelecekte verimliliği artırır.
Proses verimliliği, iş süreçlerinin daha etkili olabilmesi için iş süreçlerinin ölçülmesiyle elde edilir. Örneğin getirinin maliyete oranının iyileştirilmesine odaklanmak için ürün kargolama maliyetini ve hızı incelenebilir. Ayrıca daha fazla satış yapabilmek için reklamlardan daha fazla dönüşüm alınabilecek yöntemler, örneğin geleneksel medya ve sosyal medya platformlarının karşılaştırılmasıyla ölçümlenebilir.
Kurumsal firmaların tüm operasyonları, genel iş modelinden ayrı düşünülemeyen süreçler bütünüdür. Firmaların en büyük maliyetler kalemlerinden birisi olan ticari faaliyetler, verimliliği artırmak için üzerinde durulması gereken öncül süreçlerdendir. Bu nedenle ticari faaliyetlere odaklanmak, operasyonel verimliliği artırmanın en önemli aşamasıdır.
İşletmelerin iş süreçlerinin çevre üzerindeki etkilerini hesaplamak için eko – verimlilik analizi üzerinde durulmalıdır. Bu analiz sonucunda verimlilik değeri, şirketin geliri üzerinde yüzde olarak hesaplanabilir.
Sürdürülebilir uygulamalara yönelmek, işletmelerin enerji verimliliğini artırmak için üzerinde durulması gereken en önemli konulardandır. Enerji verimliliğini ölçmek amacıyla firmaların mal ve hizmetlerini üretmek için üretimin tüm aşamalarındaki gerekli enerji miktarı hesaplanır. Genellikle ürünlerin ve malların yaşam döngüsünün her bir aşamasında kullanılan enerji analiz edilerek enerji verimliliği tespit edilebilir.
İşgücü verimliliğinin ölçülmesinde, çalışanların işte geçirdiği her bir saat boyunca ne kadar üretim yapabildikleri değerlendirilebilir. İşgücü verimliliğine etki eden en önemli faktörler otomasyon, çalışanların ekipmanlara erişimi ve teknolojik araçlardan yararlanma imkanıdır.
Kurumsal firmaların finansal verimliliği, gelirin yüzde kaçının giderlere harcandığının belirlenmesiyle hesaplanabilir.
Firmalar her zaman daha az para harcayarak daha çok kazanmanın yollarını arar. Operasyonel faaliyetlerini artırmaya çalışırken, genel olarak iki ortak hedefi gerçekleştirmeye çalışırlar:
Verimlilik artırmak için uygulanması gereken yol mevcut faaliyetlerin derinlemesine analiz edilmesiyle başlar. Finansal verimliliği ölçmek ve işgücü verimliliğini analiz etmek veya farklı türde bir verimlilik ölçümü ile şirketler zayıf ve güçlü yönlerini keşfedebilir. Bunun için bilgi ve iletişimin şirket içerisinde kesintisiz, hızlı ve şeffaf olması kaçınılmazdır. Tüm verimlilik kriterlerinde personelin motivasyonunun da önemli bir kriter olduğunu ifade edebiliriz. Verimliliği artırabilecek diğer uygulamalar ise şu şekildedir:
Şirketlerin iş akışındaki pek çok görev otomatikleştirilebilir. Otomasyon süreçlerini kullanan kurumsal firmalar için kaynaklardan ve zamandan tasarruf etmek kaçınılmaz olacaktır. Borç hesapları, alacak hesapları, envanter yazılımı, vb. yaygın uygulama ve işlemlerin otomatikleştirilmesi yalnızca verilerin doğru bir şekilde toplanmasını sağlamaz. Aynı zamanda kârlılığı ve üretim hızını artırır.
Firmaların yöneticileri iş süreçlerinin pek çoğuna hakim olsalar da, çalışanların karşılaştıkları sorunlara ve günlük bazı ayrıntılara aşina olmayabilirler. Açık iletişimi teşvik eden samimi bir ofis ortamı oluşturmak, personeli, iş akışındaki herhangi bir verimsizliği yöneticilere bildirmeye ve bunları önemli sorunlar haline gelmeden önce düzeltmenin yollarını önermeye teşvik edebilir.
Pek çok yönetici için çoklu görev anlayışı verimli ve üretken görünebilir. Fakat araştırmalar, çoklu görevlerin verimlilik üzerinde olumsuz etkileri olduğu göstermiştir. Acil durumlar haricinde mümkün olduğunda çalışanlara her seferinde tek bir göreve odaklanmaları için kesintisiz zaman vermek çalışan performansını artırmaya yardımcı olabilir. Bu da işletme performansını doğrudan etkiler.
Çalışanların işlerine ve işte geçirdikleri zamana değer verildiği hissettirmek, çalışan moralini artırabilecek kilit noktalardandır. Örneğin, çalışanlar herhangi bir ilerleme fırsatı görmezlerse, asgari düzeyden fazlasını yapmak için herhangi bir dürtü hissetmeyebilirler. Yapıcı ve olumlu geri bildirim sağlamak ve iyi yapılan bir iş için çalışanları ödüllendirmek, çalışanların kendilerini organizasyonun önemli bir parçası gibi hissetmelerine ve üretkenliği artırmalarına yardımcı olabilir.
İşleri yürütmek için toplantılar şart olabilir fakat her toplantı mutlaka gerekli değildir. Çalışanları uzun toplantılarla sürekli olarak meşgul etmek yerine, günlük ve haftalık planlamayı yapmak adına düzenli ve kısa kontroller düşünülebilir.
İnovasyonu teşvik eden bir şirket kültürü geliştirmek, daha iyi iş verimliliğini beraberinde getirir. Mutsuz çalışanlar genellikle daha az üretkendir, bu nedenle sağlıklı bir iş-yaşam dengesi kurmalarına yardımcı olmak gibi hedefler belirlemek onların memnuniyeti için harika sonuçlar doğurur.